Aktif Okuma
Aktif Okuma


Çocuğunuzun okuma ve anlama becerilerini geliştirin
İçinde yaşadığımız çağ, hızla artan bilginin hızla öğrenilmesini zorunlu kılıyor.
Çocuklarımız bitmek bilmeyen sınavlarla boğuşmak zorunda ve ilkokul döneminde geliştirilmeyen okuma ve anlama becerileri onların bu çağa uyumlanmasını olanaksız hale getiriyor.
Kritik öğrenme sürecinde (5-12 yaş) kazanılan beceriler, bir ömür boyu onların başarılı olmasını ve hedefe ulaşmasını sağlıyor.
Mega Hafiza bu eğitimle ilkokul 2., 3. 4. ve 5. sınıf öğrencilerine bütüncül bir yaklaşımla destek vermektedir. Eğitim verdiğimiz her çocuğun entelektüel, sosyal, davranışsal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için bütünsel olarak çalışır. Bu eğitim okumanın bilimi doğrultusunda ilkokul 2 - 5. sınıf öğrencileri için hazırlanmıştır.

İçerik:
-
Fonolojik Farkındalık
-
Ses Bilgisi
-
Kelime Bilgisi Gelişimi
-
İmla Yeterliliği
-
Akıcı Okuma kitap+yazılım
-
Okuduğuna Anlama
-
Cümle ve Paragraf Düzeyinde Yazma
Mega Aktif Okuma
İlkokul öğrencilerinin anlayarak akıcı okumalarını geliştirmek üzere geliştirilmiş olan “Mega Aktif Okuma” eğitimi bu yaştaki çocukların beyin gelişimlerine uygun olarak hazırlanmış bir beyin eğitimi programıdır. Uyguladığı aktif okuma ve beyin egzersizleri ile okumayla ilgili beyindeki bölgeler arasında çoklu snaptik ağlar ve bağlar kurmayı hedeflemektedir.
İlkokul çağlarındaki akıcı okuma, beyinde henüz okumayla ilgili bölgelerde yeteri kadar ağ ve bağ oluşmadığı ve çocukların kelime dağarcıkları sınırlı olduğu için, daha çok beyindeki bu bölgelerin gelişmesini sağlayan aktif okuma ve doğru beyin egzersizleriyle mümkündür. İlkokul öğrencilerinin akıcı okumaları onların göz açılarını genişleterek hızlı okumaya zorlamakla değil, beynin okumayla ilgili bölgelerini geliştiren aktif okuma egzersizleri yaptırmakla ve çocukların kendi seviyelerindeki kelime haznelerini geliştirmekle mümkündür. Takip edilmesi gereken adımları okumanın nörobilimi çok açık şekilde göstermektedir.
Akıcı Okumanın Bileşenleri
Akıcı okumanın bileşenleri kelimeleri doğru okuma (çaba sarfetmeden kelime tanıma), otomatik okuma (hızlı okuma) ve okumada prozodi mevcudiyetidir. Bunlardan herhangi birinde sorun varsa akıcılık olumsuz etkilenmektedir. Yapılan çalışmalar okumada otomatikleşme ve okuduğunu anlama arasında sıkı bir bağ olduğunu göstermektedir. Kelimeleri ve cümleleri duraklayarak okuyan okuyucular, kelime ve cümle arasındaki ilişkiyi kurmakta sorun yaşamaktadırlar. Bazen çocuğun kelime haznesinin yeterince gelişmemiş olması da okumada duraksamalara sebep olabilmektedir.
Zayıf okuyucuların bu bileşenlerden hangilerinde sorun yaşadığının tespit edilerek onlara uygun eğitimlerle akıcı okumaları sağlanabilmektedir. İyi bir akıcı okuma eğitimi için öğrencilerin okumalarında zorlanmalarına sebep olan kök nedenlerin tespit edilmesine ihtiyaç vardır.
Okumanın Nörobilimi
Beynimizde gerçekleşen her işlev için bir bölge bulunmaktadır. Örneğin Broka Alanı olarak bilinen, sol kulağın arka kısmında bulunan bölge konuşmamızdan sorumludur. Yine beynin sol temporal lobunda yer alan Wernicke bölgesi dilin anlamını işleyen ve anlamlandırmada önemli bir rolü olan bölgedir. İşitme ile ilgilenen merkezler şakakların arkasında yer alır. Bu loblar aynı zamanda koku almakla da ilgilidir. Ancak beynimizde sadece okuma ile ilgilenen spesifik bir lob veya bölge bulunmamaktadır. Bu ince ayar algılama gerektiren görev için birçok beyin bölgesi aynı anda mikro saliseler içinde birlikte hareket eder.
Beynin okuyabilmesi ve üst bilişsel becerileri geliştirerek okuduğunu anlayabilmesi için beyinde birbirine bağlanması gereken üç bölge vardır. Etkili bir okuma, anlama ve yazma için bu bölgeler arasında birçok sinirsel bağlantılara ihtiyaç vardır. Bu bağlantılar kendiliğinden oluşmaz. Bunun için beyin plastisitesinin yüksek olduğu kritik öğrenme dönemi kaçırılmamalıdır.
Bu bölgelerden ilki görme alanıdır. Okuma görsel girdilerin ince ayarda işlenmesiyle mümkün olmaktadır. Harfler ve yazılı sözcükler önce gözlerimizle işlenir. Sözcüklerden yansıyan fotonlar retinaya ulaşır. Gözlerimizdeki nöronlar bu uyarıyı kâğıt üzerindeki gibi bir bütün olarak değil çok sayıda parçalara ayrılmış bir uyarı olarak algılar. Bu uyarılar önce beynin ön kısmına ulaşır. Burada kalırsa okuma olamaz. Beyin hücreleri bu uyarıları beynin arka kısmında bulunan oksipital lobda tekrar bir araya getirerek birleştirir. Bu, sadece bir resimdir. Telaffuz ve anlamlandırma yoktur.
Harflerin tanınması ince ayar başka bir beceri ile ilgilenen yüz tanıma bölgesi tarafından yapılır. Bu bölge oksipital lobda bulunan oksipital yüz tanıma alanı ve yüz ifadelerini tanıma alanı gibi birbiriyle ilişkili beyin bölgeleri tarafından gerçekleştirilir ve bu bölge beynin arka sol tarafında bulunur. Harfler öğrenilmeye başlandığında beyin iki farklı ince ayar işi birlikte gerçekleştiremediği için yüz tanıma bölgeleri beynin arka sağ tarafını kullanmaya başlar. Ancak bu reorganizasyon, plastisitenin yani beyin esnekliğinin en yüksek olduğu kritik öğrenme süreci olan ergenlik dönemine kadar mümkündür. Ergenlik döneminden sonra yüz tanıma bölgesi arka sağ beyin bölgesine geçemediğinden hem yüz tanıma bölgeleri hem de harflerin tanınması aynı merkezleri kullanır. Bu yüzden ilerleyen yaşlarda okumayı öğrenmek zordur ve akıcı okumanın gerçekleşmesi neredeyse mümkün değildir.
İkinci bölge ise kendi içinde üç farklı merkezi içerir. Bunlar işitsel ve fonolojik girdilerin işlendiği işitme hücrelerinin bulunduğu Heschl Girusu, konuşmayı yöneten Broka Alanı ve ağız kaslarını hareket ettirmeyi sağlayan Motor Kortekstir. Bu bölgeyi fonoloji veya dilin ses yapısını yöneten ana bölge olarak adlandırabiliriz.
Bir sonraki önemli bölge, beyindeki kelime işleme, anlam, söz dizimi, kompleks dil becerileri ve söyleneni bağlamında anlamayı sağlayan Wernicke Alanını, Angular Girusu (dil, hafıza, muhakeme) ve Supramarjinal Girusu (fonolojik, semantik, duygusal tepkiler) kapsamaktadır. Ayrıca bu alanların beynin hafızayla ilgili diğer alanlarıyla da iletişim kurması gerekmektedir.
Dolayısıyla okumamız veya yazmamız istendiğinde görsel sembolleri direkt olarak seslerle ve anlamla ilişkilendirebilmeliyiz.
Özetle etkili okumak, okuduğunu anlamak ve düşündüğünü yazmak için bu üç bölgenin birlikte çalışması gerekmektedir. Görsel sistemimiz aşamalı olarak heceleri, önekleri, sonekleri ve sözcük köklerini ayıklar. Eşzamanlı olarak birbirine paralel iki ana hat harekete geçer. Biri harfleri konuşma seslerine dönüştüren fonolojik hattır ve Broka Alanını kullanır, diğeri ise sözcüklerin anlamlarını barındıran zihinsel sözlüğe erişim sağlayan sözcüksel hattır bu hat ise Wernicke bölgesini kullanır. Böylece telaffuz ve anlamlandırma da sürece dahil olur.

KUTSAL ÜÇGEN/OKUMA ÜÇGENİ
Örnek olarak "yüz" kelimesini alalım. Bu kelimede 3 sembol vardır. Y-Ü-Z bu semboller birleştirildiğinde yüz kelimesi oluşur. Öğrencinin okuyabilmesi için bu görsel sembolleri tanıması gerekir.
Sonra beyindeki kayıtlarda bu kelimenin anlamı araştırılacaktır. Eğer farklı anlamları da varsa bunlar da bulunacak ve kelimenin hangi anlamda kullanıldığını anlamak için eklere, cümlenin gelişine ve bağlama bakılacaktır. Örnekteki "yüz" kelimesi yüzmek, bir kişinin yüzü ya da bir sayı olarak kullanılmış olabilir. Bu süreç NÖRO süreçtir ve bu micro saliseler içinde gerçekleşir.
Eğitimde okuma anlama ve yazmanın 5 bileşeni olduğunu biliyoruz.
Fonolojik farkındalık
Fonotik
Akıcılık
Kelime Dağarcığı
Anlama
Nihai hedef öğrencinin akıcılık seviyesinde okuduğunu anlamasıdır. Anlama için ayrıca 5N 1K bilgisini yakalamak, sıralama yapmak, detayları algılamak, bilgi ve gerçekleri hatırlamak, fikirleri bulmak, sınıflama yapmak, karşılaştırmak, bilginin analizini yapmak, yorumlamak, ayırt etmek, sorunu tanımlamak, mantık yürütmek, sebep sonuç ilişkisi kurmak, çıkarımlar yapmak, söylenmeyeni anlamak, tahmin yapmak ve büyük resmi görmek gibi bilişsel becerilerin geliştirilmesi de sistematik olarak hedeflenmelidir.
Aşağıda Mega Hafıza Aktif Okuma Eğitiminin hedeflerini 7 adımda görebilirsiniz.





